Turkish Quotes

Quotes tagged as "turkish" Showing 1-30 of 92
Thomas Paine
“I do not believe in the creed professed by the Jewish church, by the Roman church, by the Greek church, by the Turkish church, by the Protestant church, nor by any church that I know of. My own mind is my own church.

All national institutions of churches, whether Jewish, Christian, or Turkish, appear to me no other than human inventions set up to terrify and enslave mankind, and monopolize power and profit.”
Thomas Paine, The Age of Reason

Lâle Müldür
“seni bir gün en yakının ele verirse eğer,öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim.”
Lale Müldür

Orhan Veli Kanık
“I don't love her anymore
So
Why should I walk
Nights
By the tavern
Where I drank
Every night
Thinking of her?”
Orhan Veli Kanık, I, Orhan Veli

Yaşar Kemal
“Kuşlar da gitti," dedi Mahmut.
Sonra hiç konuşmadık. Kuşlar da gitti, kuşlarla birlikte de... Ne olacak, kuşlar da gitti.”
Yaşar Kemal, The Birds Have Also Gone

Koushun Takami
“Bugünün dersi birbirinizi öldürmek; ta ki tek kişi kalana kadar.”
Koushun Takami

Blue GhostGhost
“You think too much and I bet it kills the magic," he says simply. "Some things are just instinct and if you try and replace that with thinking they die. You can read and think as much as you want before and after, but in the moment, man, you have to, like, let go.”
Blue GhostGhost, Art Criticism

“Anısı yoktu ki yaşadıklarının. Bir süredir hep aynı gündeydi.

Ve o gün bitiyordu sanki.”
Gülderen Bilgili

“Where military service begins, logic ends.”
Turkish Proverb

F. Scott Fitzgerald
“O ümitlerdir ki şimdi sefer etmekteyiz, biz o akıntıya karşı giden tekneler, durmadan geriye geçmişe çarpılıp atılsak da ne gam..”
F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

Çağrı Mert Bakırcı
“Bilim, şimdiye kadar insanlığın geliştirdiği bilgi sistemleri arasında, gerçeklere en fazla yaklaşabilmemizi sağlayanı olmuştur. Bunun olabilmesinin en temel sebebi, bilimin diğer bilgi türlerinin aksine, güvenilir ve tekrar edilebilir, şahsi fikirlerden olabildiğince arındırılmış bilimsel metotları olmasıdır.”
Çağrı Mert Bakırcı, Evrim Kuramı ve Mekanizmaları

Çağrı Mert Bakırcı
“İnsanın ancak kendini üstün görmeyi bir kenara bırakıp, içerisinden kademe kademe, bin bir zorluktan geçerek ve nice kayıplar vererek geldiği doğayı kucaklamayı öğrendiği zaman özgürleşeceğine ve ancak o zaman hayata daha geniş, daha kontrollü, daha ayakları yere basan bir açıyla bakacağını düşünüyorum.”
Çağrı Mert Bakırcı, Evrim Kuramı ve Mekanizmaları

“ŞİİR ALFABESİ TÜMÜ - 3/3

Renk
İçinde iki ve daha fazla R harfi bulunan kelimeler, şiirde cümlenin anlamını güçlendirir.

Sevgi
Kök harftir. Kelime iki kök harfli ise sonuna A harfi eklenir.

Şair
Ağır harf işçisidir, diğer harfleri birleştirmek için kullanılır.

Tek
Bir başına hiçbir anlamı yoktur, harflerin başına gelerek anlamı olumsuzlaştırır.

Unutmak
En çok ve sık kullanılan harftir, A harfi ile birlikte kullanılması için mutlaka Z harfine ihtiyaç vardır.

Ümit
Bir kelimede Ö harfi varsa mutlaka Ü harfi de vardır, anlamı pekiştirir.

Vefa
En az kullanılan harftir, alfabeden çıkarılması söz konusudur.

Yar
Kelimede T ve İ harflerini birleştirmek için kullanılır.

Zaman
Kelimede bulunduğu yere göre vurguyu kendinden sonra gelen harfe kaydırır.”
Tarık Alptekin, Âlem Olan Kelimeler

Çağrı Mert Bakırcı
“Bilimsiz yetişen nesiller hayal güçlerini gerçek dışı olgularla tatmin edecek şekilde hayatlarını sürdürmektedir.”
Çağrı Mert Bakırcı, Evrim Kuramı ve Mekanizmaları

Salman Rushdie
“Dünya savaş yaralarıyla dolu acımasız bir gerçekse, Fetihpur Sikri güzel bir yalandı. Şah, afyon çubuğuna dönen bir müptela gibi yuvasına dönmüştü. Bir sihirbazdı o. Büyüsüyle burada dinin, yörelerin, sınıf ve kabilelerin ötesinde yeni bir dünya yaratacaktı.”
Salman Rushdie, The Enchantress of Florence

Amin Maalouf
“Dünyaları sulara gömülmeye başladığı zaman, karşılarına çıkan ilk tahta parçasına -bir kral, bir paşa, yabancı bir ordu- boğulmalarını engelleyebileceği düşüncesiyle tutunmaya çalışmışlardı. Belki masum olmayabilirler ama suçlu da değillerdi.”
Amin Maalouf, Le Naufrage des civilisations

Salman Rushdie
“Şayet insan tanrıyı var ettiyse onu yok da edebilirdi. Yoksa bir yaratanın yaratıcısının kudretinden kaçması mümkün müydü? Bir tanrı yaratıldıktan sonra yok etmesi imkânsız bir hale mi gelirdi? Böylesi hayalî yaratılar onları ebedî kılan bağımsız bir irade mi kazanırlardı?”
Salman Rushdie, The Enchantress of Florence

Salman Rushdie
“Belki de insanlığın laneti budur,' diye karşılık verdi Mogor. 'Birbirimizden çok farklı olmamız değil, birbirimize çok benziyor olmamız lanetimiz.”
Salman Rushdie, The Enchantress of Florence

Amin Maalouf
“Eskiden Araplardan nefret edenlerin yabancı düşmanlığından ve sömürgecilik özleminden şüphe edilirdi; bugün ise herkes modernite, laiklik, ifade özgürlüğü veya kadın hakları adına hiç vicdan azabı çekmeden onlardan nefret etme hakkını buluyor kendinde.”
Amin Maalouf, Le Naufrage des civilisations

Salman Rushdie
“Geçmiş öyle bir kandildi ki doğru yönlendirilirse bugünü bütün lambalardan daha parlak bir ışıkla aydınlatabilirdi. Yücelik, kuşaktan kuşağa devredilen kutsal bir Olympos meşalesi gibiydi. İskender kendine Akhilleus'u örnek almış, Caesar İskender'in ayak izlerini takip etmiş, bu böyle devam etmişti. Kavrayış da böyle bir alevdi. Bilgi, basitçe insan zihninde doğmazdı; olsa olsa yeniden doğardı. Bilgeliğin bir çağdan sonraki çağa aktarılması, yeniden doğuşlar döngüsü; bilgelik buydu. Geriye kalan her şey barbarlıktı.”
Salman Rushdie, The Enchantress of Florence

Amin Maalouf
“Roma tarihinde, Plutarkhos'un Paralel Yaşamlar'da naklettiği, öğretici bir öykü vardır. Bir muharebe esnasında meşhur konsül Caius Marius küçük bir müstahkem mevkie çekilmişti; karşısındaki kuvvetin komutanı haykırdı: "Eğer büyük bir generalsen, in aşağı, çok dövüş!" Marius cevap verdi: "Eğer sen büyük bir generalsen, beni istemediğim halde dövüşmeye zorla!”
Amin Maalouf, Le Naufrage des civilisations

Amin Maalouf
“Kimlik kaynaklı çalkantıların hüküm sürdüğü bir dünyada, herkes bir başkasının, bazen de tüm tarafların gözünde kaçınılmaz olarak hain haline geliyor. Her azınlık mensubu, her göçmen, her kozmopolit kişi, her çifte vatandaş potansiyel "hain" oluyor...”
Amin Maalouf, Le Naufrage des civilisations

Amin Maalouf
“İnsan toplumlarının, ne kadar ileri olurlarsa olsun, en eski devirlerden beri, inşa ettikleri her şeyi tehlikeye atabilecek bir çarka kendilerini kaptırma riski mevcuttur.”
Amin Maalouf, Le Naufrage des civilisations

Selin Senol-Akin
“Paradise is hell...when you can't share it..."

The Penance
(Book 2 of 'The Catalyst Trilogy;)”
Selin Senol-Akin, The Penance

“Si la vida de la diáspora armenia nació de la muerte, mientras la muerte siga viva quizás la diáspora armenia seguirá unida… mas, ¿qué pasará cuando ese pasado-presente oscuro sea reconocido?, ¿qué o quién mantendrá unida la diáspora?”
Marcelo Apardian Manongian, Con un perdón me basta: Genocidio armenio. Un siglo de silencio

Abhijit Naskar
“Born in the land of multiculturalism, I grew up speaking three languages, mother tongue, national tongue and English. Then in my late teens I acquired my fourth tongue Telugu on a whim, and later along the years, I acquired my fifth, Turkish, which became my dearest, and my sixth, yet to be perfected, Spanish. That's the only conquest I care about, for language is the highway to culture. Not real estate, gadgets or cash, give me languages, give me cultures.”
Abhijit Naskar, Azad Earth Army: When The World Cries Blood

Abhijit Naskar
“English is my work language,
Turkish is my love language.
Science is my brain language,
Integration, my heart language.”
Abhijit Naskar, Azad Earth Army: When The World Cries Blood

Sabahattin Ali
“İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyadı var...”
Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan

“Llama al 1-845-613-9974(USA) para hablar con un agente en vivo de Turkish Airlines. Si estás en México, comunícate al+52-800-099-1692 para recibir atención en español. 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) or 1-845-613-9974(USA)Los agentes de Turkish Airlines pueden ayudarte con reservas, cambios de vuelos, equipaje y más.

¿Cómo hablar con alguien en Turkish Airlines?
Habla con alguien de Turkish Airlines, tienes algunas opciones. Puede llamarlos a su línea directa de atención al cliente, que es 1-845-613-9974 o al número gratuito. O sin costo 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) or 1-845-613-9974(USA) o número gratuito
Llama al 1-845-613-9974 (USA) para hablar con un agente en vivo de Turkish Airlines. Si estás en México, comunícate al 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) para recibir atención en español.

Habla con alguien de Turkish Airlines, tienes algunas opciones. Puede llamarlos a su línea directa de atención al cliente, que es 1-845-613-9974(USA) o al número gratuito. O sin costo 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) o 1-845-613-9974(USA) o número gratuito


¿Cómo hablo con una persona en vivo en Turkish Airlines? Llama al ++ 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) or 1-845-613-9974(USA) para hablar con un agente en vivo de Turkish Airlines. Si estás en México, comunícate al ++ 52-800-099-1692(MX ) ✓ (MX) or +34-900-751-136 en España para recibir atención en español.”
“¿Cómo hablo con una persona en vivo en Turkish Airlines?

“In Turkey, better cooks than me do not waste the rind, instead soaking the strips in water laced with pickling lime, then boiling it in sugar syrup for melon-rind jam. Sometimes, confectioners candy the rind into glacé sweets. So intense is the sugariness of certain Turkish melons that vendors pitch them to customers by calling out, 'Sherbet, sherbet!' Some of Turkey's finest, most-prized, and largest, melons are found in Diyarbakir, the de facto capital of the country's Kurds, in the south-east. Dovecotes there, especially by the banks of the Tigris River, where vine fruits thrive in the alluvial soil, hint at the location of melon fields. Nitrate-rich guano (manure) from pigeons and doves is said to heat and enrich the ground, thus adding to the uncommon sweetness of the often tiger-striped melons. Camels once brought these weighty fruits from the field to the city. There is much to learn about Turkish melons.”
Caroline Eden, Cold Kitchen: A Year of Culinary Travels

“The scent, though, is its own feast. In the cutting and cubing of it, more of its hard-to-pin-down ambrosial smell is dispensed, rising up like fresh-cut grass melding with cool iris. Batting away the temptation to eat a few coral-red wedges over the sink, I indulge, instead, in the anticipation of pleasure, imagining how, when I finally get to it, the melon's singular watery crunchiness-- it is a cousin of the cucumber-- and its copious juiciness will be sorbet-like on the tongue, as fresh and awakening as a glass of soda.”
Caroline Eden, Cold Kitchen: A Year of Culinary Travels

« previous 1 3 4